Helikobakter Pilori Nedir?

Helikobakter Pilori (Helicobacter pylori), mide mukozasında yaşayan bir bakteri türüdür. Dünya nüfusunun yaklaşık yarısında bulunur, ancak herkeste rahatsızlığa neden olmaz. Helikobakter Pilori enfeksiyonu, mide ülseri, mide kanseri ve bazı mide iltihaplanması türlerinin ana nedeni olarak kabul edilir.
Bu bakterinin kesin olarak nasıl bulaştığına dair kesin bir bilgi olmamakla birlikte, insanlar arasında ağızdan ağıza veya kontamine su ve yiyeceklerle bulaştığı düşünülmektedir. Hijyen koşullarının düşük olduğu bölgelerde Helikobakter Pilori enfeksiyonu daha yaygındır.
İçindekiler
Helikobakter Pilori Nedir?
Helikobakter Pilori, sıklıkla “H.pylori” olarak adlandırılır ve midenin koruyucu tabakasını zedeleme yeteneğine sahip bir bakteridir. Bakterinin adındaki “helico” terimi, bu mikroorganizmanın spiral bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Spiral bu yapı, bakterinin midenin iç yüzeyine daha rahat tutunmasını sağlar. Bu bakteri, genellikle belirgin semptomlar olmadan faaliyet gösterirken, bazen mide ve ince bağırsaklarda ülser oluşumunun ana nedenlerinden biri olabilir.
Helikobakter pilori, midenin asidik ortamına oldukça dirençlidir. Bu direnci, çevresindeki asidik koşulları değiştirme yeteneği sayesindedir. Ayrıca, spiral yapısı, mide dokusuna daha derinlemesine nüfuz edebilmesine ve mide mukozasının altında saklanarak bağışıklık tepkisinden korunmasına yardımcı olur. Uzun süre yerleşik kaldığında, helikobakter pilori bir dizi sindirim probleminin sebebi olabilir.
Güncel sağlık içeriklerine ulaşmak için YouTube kanalımıza abone olabilirsiniz.
Helikobakter Pilori’nin Bulaşıcılığı ve Bulaşma Yolları
Helikobakter pilori, mide ve bağırsak sisteminde enfeksiyonlara neden olan ve dünya genelinde yaygın olarak rastlanan bir bakteridir. Enfeksiyonun bulaşma yolları tam olarak netleşmemiş olsa da, araştırmalar özellikle kişiden kişiye temas, hijyen eksikliği ve kontamine su ve gıdalar yoluyla bulaştığını göstermektedir.
Oral-Oral ve Fekal-Oral Bulaşma
Helikobakter pilori’nin en yaygın bulaşma yollarından biri, oral-oral yolla yani tükürük veya ağız salgıları aracılığıyla enfekte olmuş bir bireyden diğerine geçmesidir. Bu durum, özellikle aynı tabaktan yemek yeme, ortak çatal-bıçak kullanımı, öpüşme ve oral cinsel temas gibi yollarla gerçekleşebilir. Ayrıca, bakterinin mide asidine dayanıklı olması nedeniyle ağız ve diş eti plaklarında bir süre hayatta kalabileceği düşünülmektedir.
Diğer önemli bulaşma yolu ise fekal-oral yoldur. Yani enfekte bir kişinin dışkısıyla kontamine olmuş gıdalar veya suyun tüketilmesi sonucu bakteri sindirim sistemine ulaşabilir. Yetersiz hijyen koşulları, tuvalet sonrası ellerin iyi yıkanmaması, açıkta satılan iyi yıkanmamış gıdalar tüketmek bu bulaşma yolunu daha da yaygın hale getirebilir.
Kontamine Su ve Gıda Kaynakları
Gelişmekte olan ülkelerde temiz içme suyu ve hijyen koşullarının yetersiz olması, Helikobakter pilori enfeksiyonunun yaygın görülme nedenlerinden biridir. Özellikle iyi yıkanmamış sebze ve meyveler, uygun koşullarda saklanmayan gıdalar ve enfekte hayvanlardan elde edilen et ve süt ürünleri bakterinin yayılmasına neden olabilir.
Risk Grupları Kimlerdir?
Helikobakter pilori enfeksiyonu açısından risk grupları şunlardır:
- Kalabalık ailelerde yaşayan bireyler
- Gelişmekte olan ülkelerde yaşayanlar
- Temiz suya erişimi kısıtlı bölgelerde yaşayanlar
- Kişisel hijyen kurallarına yeterince dikkat etmeyenler
Bu nedenle, bulaşıcı hastalıkları önlemek için kişisel hijyen kurallarına dikkat etmek, temiz su tüketmek ve besinleri iyice yıkayarak tüketmek büyük önem taşımaktadır.
Helikobakter Pilori’nin Görülme Sıklığı
Helikobakter pilori, dünya genelinde en yaygın bakteriyel enfeksiyonlardan biridir ve özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha sık görülmektedir. Dünya nüfusunun yaklaşık %50’sinin bu bakteriyle enfekte olduğu tahmin edilmektedir. Ancak, herkes enfeksiyondan kaynaklanan semptomları yaşamaz; birçok kişi bakteriyi taşımasına rağmen herhangi bir belirti göstermeyebilir.
Görülme Oranları
- Gelişmiş ülkelerde nüfusun %20-40’ı Helikobakter pilori taşırken,
- Gelişmekte olan ülkelerde bu oran %70-90’lara kadar çıkabilmektedir.
Özellikle çocukluk döneminde enfekte olma riski daha yüksektir. Kalabalık ailelerde büyüyen çocuklarda, kardeşler arasında veya ebeveynlerden çocuklara bulaşma sıklıkla gözlemlenir. Hijyenik olmayan su ve gıda tüketimi de çocukluk çağında enfeksiyonun yayılmasına neden olabilir.
Bakterinin dünya çapında bu kadar yaygın olmasının sebepleri arasında:
- Temiz içme suyu eksikliği
- Gıdaların yeterince hijyenik şekilde hazırlanıp saklanmaması
- Toplum içindeki yakın temasın fazla olması yer almaktadır.
Helikobakter Pilori’nin Belirtileri Nelerdir?
Helikobakter pilori, sindirim sisteminin üst koruma bariyeri olan mukoza tabakasını zedelerken, bu durum peptik ülserin oluşmasına zemin hazırlayabilir. H.pylori’nin yol açtığı bu türden bir hasar sonucunda karşımıza çıkan belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
- Özellikle açken hissedilen keskin ya da sızlayıcı mide ağrıları
- Karında hissedilen şişkinlik
- Sıkça meydana gelen bulantı hali
- Ani ve açıklanamayan kilo kaybı
- Gaz oluşumu
- Genel bir iştahsızlık hali
Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, H. pylori enfeksiyonunun, nadir de olsa, mide kanseri riskini artırabileceğidir. Bu riski gösteren belirtiler şunlardır:
- Sürekli iştah azalması
- Dışkıda kan görülmesi
- Yemeklerden sonra erken doyma hissi
- Karında sürekli bir rahatsızlık duygusu
- Belirgin karın ağrıları
- Genel halsizlik ve yorgunluk
Ancak unutulmamalıdır ki, yukarıda belirtilen semptomlar sadece H. pylori nedeniyle ortaya çıkmaz. Bu tür belirtilerin farklı sindirim sistemi rahatsızlıklarında da görülebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Eğer bu belirtilerden bir ya da birkaçını gözlemliyorsanız, kesin teşhis için bir gastroenteroloji uzmanına başvurmanız tavsiye edilir.
Helikobakter Pilori Tanısı
Helikobakter pilori enfeksiyonunun tanısı, hastaların sağlık kurumlarına müracaatı sonrasında deneyimli hekimler tarafından detaylı bir değerlendirmeyle konur.
Enfeksiyonun olası belirtilerinin yanı sıra, enfeksiyonun neden olabileceği gastrit, ülser ve mide kanseri gibi komplikasyonlar da incelenir. Bu değerlendirme sürecinde, hastanın tıbbi geçmişi, fiziksel muayenesi ve gelişmiş tıbbi görüntüleme yöntemleri gibi tanı yöntemleri devreye girer. Bunun yanında helikobakter pilori enfeksiyonunu doğrulamak adına bazı testler de uygulanır.
Kan Testi: Enfeksiyona karşı gelişen antikorları tespit eder. Kan testiyle vücudun bu bakteriye karşı verdiği bağışıklık yanıtı değerlendirilir ve bakteriye karşı üretilen antikorlar saptanabilir. Bu test, enfeksiyonun varlığını ve tedaviye verilen yanıtı ortaya koyar.
Dışkı Antijen Testi: Dışkıda H. pylori antijenlerinin varlığını kontrol eder. Dışkıda antijen bulunması, aktif bir enfeksiyonun var olduğunu gösterir ve bu durum tanı konulmasında kritik bir öneme sahiptir.
Üre Nefes Testi: Hastaya üre içeren bir solüsyon içirilir (kapsül yutma şeklinde de olabilir) ve nefeste oluşan karbondioksit miktarı ölçülerek bakterinin varlığı tespit edilir.
Endoskopi (Üst Gastrointestinal Sistem Endoskopisi): Mide ve ince bağırsağın iç yüzeyini görüntülemek ve biyopsi almak için kullanılır.
Helikobakter Pilori Tedavisi
H. pylori, bir bakteri türüdür ve bu yüzden tedavisinde genellikle antibiyotik ilaçlara başvurulur.
Enfeksiyonun tedavisinde çoğunlukla iki farklı antibiyotiğin kombinasyonu tercih edilir. Bu kombinasyon, bakterinin olası antibiyotik direncini kırma amacıyla uygulanır. Ayrıca, mide asidini kontrol altına almak adına proton pompa inhibitörleri adı verilen ilaçlar da tedavi protokolüne dahil edilir.
Bizmut subsalisilat gibi ilaçlar, mide ülserlerinin iyileşmesine yardımcı olabilir. Bu ilaç, midedeki yaraların üzerini örterek, onları mide asidinin zararlı etkilerinden korur. Diğer bir yandan, H2 reseptör blokörleri adındaki ilaç grubu, mide asidinin üretimini azaltır. Bu ilaçlar, mide asit üretimini teşvik eden histaminin etkisini engelleyerek çalışır.
Tedavinin tamamlandığına dair kesin bilgi alabilmek adına tedavi sonrası genellikle 3-4 hafta içerisinde bazı testler tekrarlanabilir. Eğer tedaviye rağmen enfeksiyon sürüyorsa, farklı antibiyotik kombinasyonlarıyla yeni bir tedavi planı oluşturulabilir.
H. pylori ile başa çıkmanın yollarını öğrenmek için Helikobakter Pilori ile Yaşam makalemize göz atabilirsiniz.
Tedavi edilmemiş H. pylori enfeksiyonları aşağıdaki ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir:
- Peptik Ülserler: Mide veya ince bağırsakta açık yaralar oluşabilir.
- Gastrit: Mide mukozasında iltihaplanma meydana gelebilir.
- Mide Kanseri: Uzun süreli enfeksiyonlar, mide kanseri riskini artırabilir.
Helikobakter Pilori ve Ülser İlişkisi
Helikobakter pilori, mide ve onikiparmak bağırsağında ülser oluşumunun en büyük nedenlerinden biridir. Mide ülseri ve duodenal (onikiparmak bağırsağı) ülseri olan hastaların yaklaşık %70-90’ında bu bakterinin varlığı tespit edilmiştir.
Helikobakter Pilori Ülseri Nasıl Oluşturur?
Helikobakter pilori, mide asidine karşı oldukça dirençlidir ve üreaz enzimi salgılayarak kendini mide asidine karşı koruyabilir. Bu enzim, mide ortamında amonyak üreterek asidik ortamı nötralize eder ve bakterinin yaşaması için uygun bir ortam oluşturur. Ancak bu süreç, mide mukozasına zarar vererek mide iç yüzeyinin tahriş olmasına ve zamanla ülserlerin gelişmesine yol açabilir.
Ülserin Belirtileri Nelerdir?
- Karın ağrısı (özellikle açken artan ağrı)
- Mide yanması
- Şişkinlik ve hazımsızlık
- İştah kaybı
- Bulantı ve kusma
Helikobakter pilori enfeksiyonuna bağlı mide ülseri oluştuğunda, uzun vadede tedavi edilmezse mide kanaması veya mide delinmesi gibi ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle, mide ağrısı gibi belirtiler yaşayan kişilerin bir doktora başvurması önemlidir.
Helikobakter Pilori ve Kanser İlişkisi
Helikobakter pilori, mide kanseri gelişiminde önemli bir risk faktörüdür. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bu bakteriyi “grup 1 kanserojen” olarak sınıflandırmıştır. Yani, mide kanseri ile doğrudan ilişkili bir mikroorganizmadır.
Helikobakter Pilori Mide Kanserine Nasıl Yol Açar?
Helikobakter pilori enfeksiyonu, mide mukozasında kronik inflamasyona (gastrit) neden olur. Bu uzun süreli inflamasyon zamanla mide hücrelerinin DNA yapısında bozulmalara ve kansere yol açabilecek anormal hücre büyümelerine neden olabilir.
Özellikle atrofik gastrit ve bağırsak metaplazisi gibi mide hücrelerinde değişikliklere yol açarak mide kanseri riskini artırmaktadır. Bu risk faktörü, Helikobakter pilori taşıyan bireylerde mide kanseri gelişme ihtimalinin normal popülasyona göre 6 kat daha fazla olduğunu göstermektedir.
Mide Kanseri Riskini Artıran Faktörler:
- Uzun süreli Helikobakter pilori enfeksiyonu
- Ailede mide kanseri öyküsü
- Sigara ve alkol kullanımı
- Yüksek tuzlu ve işlenmiş gıdalar tüketmek
Bu nedenle, özellikle mide kanseri açısından risk taşıyan bireylerin Helikobakter pilori varlığı açısından kontrol edilmesi ve gerekli tedaviye başlanması önemlidir.
Sık Sorulan Sorular
Helikobakter pilori bulaşıcı mıdır?
H. pylori, bulaşıcı bir bakteridir ve genellikle ağız yoluyla bulaşır. Bu bakteri tükürükte de bulunabildiği için, yakın temas, özellikle oral cinsel ilişki ya da öpüşme, ile bulaşabilir. Ayrıca, fekal oral yolla bulaş da mümkündür. Bu, dışkıda bulunan bakterinin temiz olduğu düşünülen su veya yiyecekleri kontamine edebileceği ve bu kontamine olmuş gıdaların tüketilmesiyle bulaşabileceği anlamına gelir.
Tedavi sonrası enfeksiyonun geçip geçmediği nasıl kontrol edilir?
Tedavi sonrasında, genellikle 3-4 hafta içerisinde yapılan testlerle enfeksiyonun geçip geçmediği kontrol edilir.
H. pylori enfeksiyonu mide kanserine neden olabilir mi?
Evet, bu bakteri uzun süreli enfeksiyon sonucu mide kanseri riskini artırabilir. Ancak bu, enfekte olan herkes için geçerli değildir ve risk düşüktür.
Helikobakter pilori enfeksiyonunu önlemek için neler yapabilirim?
H. pylori enfeksiyonundan korunmak için aşağıdaki hijyen uygulamalarına dikkat edilmelidir:
- Yemeklerden önce ve tuvalet sonrası elleri sabunla yıkamak
- Yeterince pişmemiş veya kirli yiyecek ve sudan kaçınmak
- Bardak, çatal, kaşık gibi kişisel eşyaları başkalarıyla paylaşmamak